Issue Information
Issue Information |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Issue Information
pp. i - vi | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458 Abstract Keywords:
| Original Articles
Original article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
OECD Ülkelerinin Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi Verilerinin Kümeleme Analizi ile Değerlendirilmesi
Burcu Çağla Ayabakan pp. 40 - 58 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.1 Abstract Cinsiyet eşitliği, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde yer alan, ortadan kaldırmak için uzun süredir çeşitli politikaların oluşturulup yürütüldüğü ortak bir sorun ve çaba alanıdır. Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi, cinsiyet eşitliğini etkileyen temel göstergeleri kullanarak cinsiyet eşitsizliğini ülke bazında ölçen bir endekstir. Bu kapsamda, araştırma, cinsiyet eşitliği çabaları karşısında OECD üye ülkelerin durumu ve üye ülkeler arasındaki farklılıklar ve benzerlikleri ortaya koymayı amaçlamakta, Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi ve boyutları doğrultusunda OECD’ye üye ülkeler arasında kümeleme yöntemiyle bir karşılaştırma yapmaktadır. Çalışmada kullanılan veriler 2020 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi verileridir. Endeksin boyutları olan ekonomik katılım ve fırsatlar, eğitime katılım, sağlık ve hayatta kalma ve politik güçlenme olmak üzere toplam 4 boyut, 14 gösterge analizlere katılmış ve kümeleme analizi ile OECD ülkeleri birbirlerine uzaklıklarına göre gruplandırılmıştır. Uzaklık ölçüsü olarak kareli öklit uzaklık, analiz yöntemi olarak hiyerarşik kümeleme yöntemlerinden Wards yöntemi kullanılmıştır. Keywords: Cinsiyet Eşitsizliği, Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi, OECD, Kümeleme Analizi
|
Original article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Kadın İstihdamının Sosyal Güvenlik Kurumu Prim Gelirleri Üzerindeki Etkisi: Türkiye için Ekonometrik Bir Analiz
Duygu Küçükşahi̇n & Ali Kemal Nurdoğan pp. 59 - 80 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.2 Abstract Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi sürdürülebilir bir finansman yapısına sahip değildir. Sistem sürekli açık vermektedir. Sosyal güvenlik sistemi açıkları bütçeden yapılan transfer ile kapatılmakta ve cari açık üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Aslında temel mantık, sistemin gelirleri ile giderlerinin eşitlenmesi gerektiğidir. Gelir kaynakları içerisinde en önemli olanı ise prim gelirleridir. Bu doğrultuda sağlam bir finansman yapısı oluşturulabilmesi için prim gelirlerinin artırılması gerekmektedir. Çalışmanın amacı; Türkiye’de 1988-2020 yılları arasında sosyal güvenlik prim gelirleri ve kadın istihdam sayıları arasında bir ilişki olup olmadığını incelemektir. İlişkiyi test etmek için Engle Granger Eşbütünleşme Testi ve Toda-Yamamato Nedensellik analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular sonucunda; kadın istihdam oranlarının, Sosyal Güvenlik Kurumu prim gelirleri üzerinde pozitif bir etkisi olduğu bulunmuştur ve bu iki değişken arasında uzun dönemli bir ilişki vardır. Ayrıca kadın istihdam oranlarından prim gelirlerine bir nedensellik ilişkisi mevcuttur. Kadın istihdamının artırılması sosyal güvenlik sisteminin prim gelirlerini artıracak ve sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır. Bu sebeple kadın istihdamının önündeki engelleri kaldıracak politikalara ihtiyaç bulunmaktadır. Keywords: Kadın İstihdamı, Sosyal Güvenlik Primi, Zaman Serisi
|
Original article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Öğrencilerin Pandemi Sonrası Yüzyüze Eğitime Uyum Süreci
Nurci̇han Kabul, Ebru Yılmaz İnce & Ahmet Kabul pp. 81 - 108 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.3 Abstract Türkiye’de 1.5 yıllık aradan sonra 6 Eylül 2022 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullarda yüz yüze eğitim başlamıştır. Bu araştırmanın amacı, yüz yüze eğitimin başlamasıyla öğrencilerin yaşadıkları sosyal, psikolojik, bedensel ve zihinsel uyum problemlerini tespit etmektir. Çalışma nitel araştırma desenlerinden özel durum incelemesi şeklinde tasarlanmıştır. Araştırmada incelenen durum, 2021-2022 Eğitim Öğretim yılında ortaöğretim öğrencilerinin yüz yüze eğitimin başlamasıyla ilgili bilgi ve görüşleri sosyal, psikolojik, zihinsel ve bedensel uyum problemi temasıyla incelenmiştir. Çalışma grubu Isparta Gazi Sosyal Bilimler Lisesi’nden 60 öğrencinin katılımıyla oluşmuştur. Veriler nitel araştırma tekniklerinden yarı-yapılandırılmış görüşme yoluyla toplanmıştır. Öğrencilerin durumunun taranması bakımından görüşmenin uygun olduğu düşünülmüştür. Yapılan görüşmelerde görüşme formu tekniği kullanılmıştır. Görüşme formunun hazırlanmasında literatür taramasından elde edilen bilgiler, 1 öğretmen ve 1 akademisyen görüşü kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin uzaktan eğitimden sonra yüz yüze eğitimin başlamasıyla bedensel, sosyal, psikolojik ve zihinsel uyum problemleri yaşadıkları tespit edilmiştir. Çalışma veri sonuçlarına göre öğrencilerin pandemi sonrası okul ortamına yabancılaştıkları, sosyal, duygusal ve düşünme becerilerinin zayıfladığı, iletişim kurmakta isteksizlik yaşadıkları tespit edilmiştir. Yine ders çalışma ve ödev yapmakta zorlandıkları tespit edilmiştir. Keywords: Uzaktan eğitim, Pandemi süreci, Yüzyüze eğitim, Uyum süreci
|
Original article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Sendikalaşma ve Sosyal Harcama İlişkisi: Bir Politika Geri Besleme Etkisinden Söz Etmek Mümkün müdür?
Ufuk Özer & Mehmet Hanefi̇ Topal pp. 109 - 137 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.4 Abstract Kamu politikaları, yalnızca kolektif politika aktörlerinin eylemlerine karşı bir reaksiyon değildir. Aynı zamanda kolektif politika aktörlerinin örgütlenme gücü üzerinde de etkili olabilir. İkinci duruma literatürde politika geri besleme etkisi denir. Bununla beraber, sendikalaşma ile sosyal harcama ilişkisini politika geri besleme etkisi bağlamında araştıran çok az sayıda ampirik araştırma mevcuttur. Bu çalışmanın temel amacı, 1990 sonrası dönemde sendikalaşma ile sosyal harcamalar arasındaki ilişkileri incelemektir. 24 OECD ülkesinin 1990-2015 dönemi verilerinin kullanıldığı ve panel regresyon ile nedensellik analizlerinin uygulandığı araştırmada, sendikal yoğunluk ve sosyal harcamalar arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, OECD ülkelerinde 1990 sonrası dönemde sendikal yoğunluk sosyal harcamaları, sosyal harcamalar da sendikal yoğunluğu anlamlı bir şekilde arttırmaktadır. Bu sonuçlar, politika geri besleme etkisine dair güçlü bir kanıt sunmaktadır. Keywords: Sosyal harcamalar, Sendikalaşma, Politika geri besleme, Panel veri analizi
|
Original article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Küresel Salgın (Covid-19) Sürecinde Yaşanan Sosyal Problemler: Uzaktan Eğitim Gören Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma
Ömer Şükrü Yusufoğlu pp. 138 - 163 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.5 Abstract Covid-19 salgını ortaya çıktığı andan itibaren yaşamı pek çok açıdan olumsuz etkilemiştir. İnsanlar bir yandan sağlık konusunda ciddi bir riskle karşılaşırken, diğer yandan ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Bununla birlikte eğitim alanı da son derece olumsuz etkilenmiş, örgün eğitim yapılamamış, bunun yerine uzaktan eğitime geçilmiştir. Uzaktan eğitim alan öğrenciler diğer insanlar gibi evlerine hapsolmuş ve eğitim başta olmak üzere birçok problem yaşamışlardır. Salgın sürecinde uzaktan eğitim gören üniversite öğrencileri üzerine gerçekleştirilen bu çalışma, öğrencilerin yaşadıkları sosyal problemleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda uzaktan eğitim gören üniversite öğrencileri ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma yöntemi olarak nitel araştırma, araştırma deseni olarak da fenomenolojik yaklaşım benimsenmiştir. 25 öğrencinin katıldığı bu çalışmada amaçlı örneklem yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda katılımcıların uzaktan eğitimden yeterli düzeyde verim alamadıkları, internet ve sosyal medyayı aşırı kullandıkları, orta ve düşük düzeyde aile içi tartışmalar yaşadıkları, hastalık kaygısı yaşadıkları ve bazı ekonomik problemlerle karşılaştıkları bulgularına ulaşılmıştır. Bununla birlikte katılımcıların önemli bir kısmının hastalık korkusunu zamanla yendikleri ve salgın sürecine alıştıkları tespit edilmiştir. Bazı katılımcıların ise boş zamanlarında spor, dil eğitimi gibi faaliyetler gerçekleştirdikleri ve çeşitli sınavlara hazırlık yaptıkları görülmüştür. Keywords: Salgın, Covid-19, Sosyal Problemler, Uzaktan Eğitim, Boş Zaman
|
Original article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Çocuk Gelişimi Ön Lisans Programı Öğrencilerinin Çocukla İletişime Yönelik Tutumlarının İncelenmesi
Alper Aytaç, Emine Merve Uslu & Fatih Mutlu Özbilen pp. 164 - 180 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.6 Abstract Bu araştırmada çocuk gelişimi ön lisans programında öğrenim görmekte olan üniversite öğrencilerinin çocukla iletişime yönelik tutumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma nicel yönteme ve tarama modele göre yürütülmüştür. Araştırma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda bulunan Çocuk Gelişimi Programı’na kayıtlı 126 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmanın verileri Köyceğiz-Gözeler, Bozkurt-Polat ve Kan (2020) tarafından geliştirilen Çocukla İletişime Yönelik Tutum Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizi ise SPSS 21 paket programı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre ölçekten elde edilen verilerin ortalamasının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca ön lisans öğrencilerinin çocukla iletişime yönelik tutum düzeylerinin öğrenim görülen sınıf düzeyine ve kendisinden küçük kardeşi olma durumuna göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı görülmüştür. Fakat diğer taraftan öğrencilerin çocukla iletişime yönelik tutum düzeylerinin Davranışsal Boyut’ta kardeş sayısı 3 ve daha fazla kardeşi olanlara göre 2 ve daha az kardeşi olanların lehine anlamlı bir şekilde farklılaştığı ortaya çıkmıştır. Son olarak öğrencilerin iletişime yönelik tutum düzeylerinin iletişim ile ilgili eğitim/seminer almayanlara göre eğitim/seminer alanların lehine İletişime Yönelik Olumlu Duygu Boyutu, Davranışsal Boyut ve ölçeğin genelinde anlamlı bir şekilde farklılaştığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Bu bağlamda öğrencilerin kardeşleri ve diğer çocuklarla iletişimlerine yönelik olumlu tutumlara sahip olabilmeleri için üniversitelerde bu alanda eğitim, seminer ve toplantılar düzenlenmesi gerektiği; ayrıca çocukla iletişime yönelik zorunlu derslerin seçmeli yerine zorunlu hale getirilerek programın öğretim planında sunulması önerilmektedir. Keywords: Çocuk gelişimi, İletişim, Çocukla iletişim
| Review Articles
Review article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Türkiye'de Çalışma Hayatında Kuşakların Analizi
Ecehan Kazancı Yabanova & Mustafa Öztürk pp. 181 - 193 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.7 Abstract Kuşak kavramı son yıllarda sosyal bilimler için son derece önemli bir araştırma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hızlı teknolojik gelişmeler hayatın her alanında köklü değişimler yaratmakta ve bu durum kuşakların ömrünü kısaltmaktadır. Aynı zamanda kuşaklar arası farklılıklarda daha belirgin şekilde artmaktadır. Bu durum sosyal yaşamın her alanında kuşak çatışmaları şeklinde yansımaktadır. Bu çalışma ile amaçlanan Türkiye'de aktif işgücü içerisinde yer alan kuşakların iş yaşam karakteristikleri ve kuşak özelliklerinin çalışma yaşamlarına olan etkisini değerlendirmektir. Çalışma kapsamında Türk çalışma hayatının neredeyse tamamını oluşturan Sessiz Kuşak, X kuışağı, Y Kuşağı ve Z Kuşağı çalışanlar değerlendirilmiştir. Kuşakların farklı karakteristik özelliklerinin iş karakteristikleri üzerinde de etkili olduğu ve farklı kuşakların çalışma hayatının farklı bileşenlerine dair farklı tutum, değer ve inançlara sahip oldukları görülmektedir. Bu kapsamda çalışma hayatında kuşak özelliklerinin bilinmesi büyük bir önem arz etmektedir. Keywords: Kuşak, Çalışma Hayatı, Sessiz Kuşak, X Kuşağı, Y Kuşağı, Z Kuşağı
|
Review article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Sosyal Politika Anlayışında ve Uygulamalarında Dönüşüm: Sosyal Belediyecilik ve Dezavantajlı Gruplar
Ali̇ Yeşi̇ldal pp. 194 - 208 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.8 Abstract Sosyal politika kavramı Sanayi Devrimi ile birlikte literatüre girmiş ve toplumsal yapıda uygulama olarak kendine yer bulmuştur. Ancak ilk tartışmalar ve uygulamalardan günümüze kadar gelen süreçte gerek kavramın ve gerek uygulamaların değiştiğini, değişirken de sosyal politikanın kapsamının sürekli genişlediği görülmektedir. Özellikle 1970’li yılların sonları itibari ile sosyal politika uygulayıcı aktörler arasında yeniden bir rol ve görev dağılımı olduğu, bu yeni yapılanmada da yerel yönetimlerin ön plana çıkmaya başladığı görülmektedir. Yerel yönetimlerin sosyal politika uygulayıcısı olarak yükselişe geçmesi beraberinde “Sosyal Belediyecilik” kavramını ve yaklaşımını da getirmiştir. Geleneksel yerel yönetim anlayışının aksine sosyal belediyecilik anlayışının, yerel yönetimlerin sorumluluk alanlarındaki halkın genel sorun ve ihtiyaçlarının yanında dezavantajlı gruplar olarak ifade edilen toplumsal grupların özelleşen ve farklılaşan sorunlarını da konu edinmesi, bu yeni yaklaşımın ayırt edici yönüdür. Bu çalışmada sosyal politika ve sosyal belediyecilik ilişkisi çerçevesinde yerli ve yabancı literatür taranarak konu tartışılmıştır. Sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde yerel yönetimlerin sorumluluklarının sürekli arttığı ve bir sonraki adımın sosyal politika planlayıcısı ve uygulayıcısı olmanın ötesinde, emek piyasasına yönelik planlayıcı ve uygulayıcı olarak merkezi yönetimlerle birlikte ön plana çıkacakları sonucu üzerine yorumlar yapılmıştır. Keywords: Sosyal Politika, Yerel Yönetimler, Sosyal Belediyecilik, Dezavantajlı Gruplar
|
Review article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Kuşaklara Göre Girişimciliğin Değişen Anlamı
Cenker Doğan pp. 209 - 221 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.9 Abstract Kuşak kavramı, zamanla insanların yaşamlarındaki değişimleri anlatmaya çalışmakla beraber, bu değişimleri sadece kişilik olarak ele alınmamaktadır. Bu değişim bireyleri olduğu kadar içlerinde yaşadığı dönemi de etkilemekte, yaşanan değişimler çalışma hayatı, sosyal yaşam, aile hayatı olmak üzere toplumsal yapının tüm tabakalarında ve aşamalarında gözlemlenebilmektedir. Bu noktada çalışma yaşamı açısından girişimcilik kavramı karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Z kuşağını diğer kuşaklardan ayıran teknoloji kullanımı, işe ve iş yerine olan bağlılığın azalması, bununla birlikte yaratıcı yönlerinin yüksek olması dikkat çelici niteliktedir. Bu çalışmada yerli ve yabancı literatür taraması yapılarak, kuşakların kişilik özellikleri araştırılmış ve sonrasında girişimcilik kavramı ile karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırma sonucunda Z kuşağının kişilik özelliklerinin diğer kuşaklara göre girişimciliğe daha yatkın olduğu sonucuna varılmıştır. Keywords: Kuşak, Z Kuşağı, Girişimcilik
|
Review article |
International Journal of Innovative Approaches in Social Sciences Vol. 6 (2)
Yeni Sosyal Risk Grubu: Tek Ebeveynli Aileler ve Sorunları
Ayşenur Gönülaçan Özer & Mustafa Öztürk pp. 222 - 237 | DOI: 10.29329/ijiasos.2022.458.10 Abstract Refah devleti ve sosyal politikada yaşanan dönüşümler toplumsal dönüşümü de tetiklemiş ve yeni sosyal risklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Toplumun her alanında kendini gösteren dönüşümler, toplumun en küçük birimi olan aileyi de etkilemiştir. Aile yapısında yaşanan değişimler neticesinde yeni sosyal risk olarak tek ebeveynli aile sayısında artış yaşanmıştır. Tek ebeveynli ailelere yönelik yapılan çalışmalar genellikle boşanmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri üzerine odaklanmıştır. Bu çalışma tek ebeveynli ailelerin göz ardı edilen diğer sorunlarına ve tek ebeveynli ailelerin yeni dezavantajlı grup olmalarına dikkat çekilmek istenmesi bakımından önemlidir. Çalışmanın amacı, tek ebeveynli aile sorunlarının yeni sosyal risk perspektifinde değerlendirilerek bu yeni dezavantajlı gruba dikkat çekmektedir. Çalışmada literatür taraması yöntemi kullanılmış olup, bu bağlamda yeni sosyal risklerin ortaya çıkma sebeplerine ve ardından tek ebeveynli aile kavramına ve bu ailelerin sorunlarına değinilmiştir. Keywords: Tek Ebeveynli Aile, Yeni Sosyal Risk, Toplumsal Dönüşüm, Refah Devleti |